O kadar pişmanım ki, ben hep içimde biryerlerde tertemiz kal istemiştim.. Gerçek yüzünü keşke göstermeseydin de ben hep ayrıldıktan sonra, bazı gerçekleri görene kadar (!) nasıl mükemmel bir adam olduğunu, seni nasıl sevdiğimi, neler yaşadığımı gururla anlatabilseydim.. Keşke içimde kendi kendini kirletmeseydin.. İşte o zaman saygı duyup, insan yerine koyabilirdim.. Yüreğimden kopup gelen, gözbebeğim dediğim mısralarımın milyonda birini hakedebilseydin keşke.. Keşke diyorum çünkü ne zaman eskilerden yazdığım bikaç mısra takılsa gözüme, berbat sahneler gözümün önüne geliyor ve ben iğrenerek hatırlayıp nasıl sevmişim de yazmışım diyorum.. Hayattaki en büyük pişmanlığımsın...
(Söylemeden geçemiycem. Ne kadar nefret ediyorsan o kadar büyütüyorsun içinde derler ya.. Yada nefret aşkın göstergesidir derler. Külliyen yalan, inanmayın ve kendinizi kandırmayın.. Nefret sadece nefrettir ve karşı taraftan tiksinmektir.. Pişmanlıktır.. Hepsi bu.. Manasız anlamlar yüklemeyin.)
O'na yazdıklarım..
*Ben o adamı sevdim.. Sonbahardaki adamı.. Ben o adamı özledim.. Ayazın ortasında bile gülüşüyle içimi ısıtan adamı..
*Aşk, yürekle dil arasında ince bir çizgi. Yalnız yürekte yaşamak yetmiyor, ancak dile dökülünce karşıdaki için anlam kazanıyor. İşte o çizgiyi aşamadık biz.
*En safıda benmişim bu evrenin... Bi var bi yok masallar gibi... Olmasam farkımda olunmazmış, olsam ayrı bi bela!
*Seviştiğim adamlara kızma lütfen.! Gözlerimi kapattığım anda hepsi, hepsi sen..! (Saflığımı severdin dimi ? Nasıl da güzel yakmıştım bu yazdıklarımla canını...)
(kızgınlıkla yazılan bir yazı daha..)
*Unutamadım kelimesi hep yalandır. Unutursun. Öyle bi unutursun ki, o hala senin masumiyetine inanırken, sen başka kollarda hayat bulursun...
*Acaba dersin sonra.. Acaba kimi düşünerek yazdı o yazıları ? Korkma sevgilim. İstediğini düşün. Ben hep seni düşünürüm..
Yarım kalmış sevdalarr...
Yarım kalmış bir sennn...
Hasretleee...
Özlemlee...
Ve büyük bir aşkla...
Aynı umut ışıklarıylaa...
Devam etmeyi bekleyen,
Bir dee, ben..!
*Birgün karşı karşıya geldiğimizde, birbirimize, sevmiş gibi bakmak yerine ölmüş gibi baksak ne hoş olur..!
Öylesine yazdıklarım var birde..
*İçimde hala söylenmemiş şarkılarım var benim... Yaşanmamış aşklarım, gidilmemiş şehirlerim var... İçimde hala kocaman gülümsemelerim var benim... Öpülesi gülümsemelerim, sevilesi gülümsemelerim, tapılası gülümsemelerim..!
*Gecenin sessizliğiyle buluşma vaktidir şimdi, umarsızca.. Doğanın en çıplak haliyle kucaklaşma vaktidir şimdi, korkusuz... Ölme vaktidir şimdi, huzurlu...
*Yanında güvendeyim. Sen kimsin ? Sahi kimlerdensin ? Duruyorsun karşımda bakıyorsun ya derinden, dur dur tanıyorum ben. Evet bu ses tonu , bu gülüşler çok tanıdık. Yıllardır yoksun da yeni kavuşmuşum gibi sanki. Sahi kimsin sen ?? Güven, huzur, aşk hepsi sana dahil.. Hissediyorum, yaşadık bunları... Yüzyıllar öncesinde benimdin sanki. Baktın , içim ısındı.. Gülümsedin ve alevlendi herşey. Bu duygular da çok tanıdık. Yabancılık çekmedim hiç. Sahi kimsin sen ??
Sadece yüzünü biliyordum oysa. Aşık oldum. Herşeyi gözlerinde öğrendim sonra. Seni sadece bikaç kısa bakış tanımladı. Ve ben, sanki yıllardır tanıyormuş gibi güvenip, aşık oldum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder