Bugün günlerden Tuğçe.. O kadar çok düşmüşüm ki kendi derdime.. Kim doğmuş, kim ölmüş ruhum duymuyor.. Sabah çok erken uyanmıştım dün. Biraz da kırgınlık vardı üzerimde.. Akşamüstü tv izlerken koltukta uyuyakalmışım.. Gece uyandım haliyle.. Sonra herzamanki gibi koca bir demlik çay ve bilgisayarımla başbaşa kaldım.. İnternette gezinirken neden bilmiyorum birden takvimi açtım başladım boş boş bakınmaya. Ocak ayına geri dönüyorum olmuyor, mart ayına geçiyorum olmuyor. Nisan ayına gelip doğum günümün hesaplamasını yapıyorum felan... Normalde tarihle ve saatle çok da alakam olmaz benim. Takvimi kullandığım tek yer ise regl zamanlarıdır genelde.. Neyse birden içimde bir ürperti ve 3 Şubatta takılı kaldım ben. Evet tamda tahmin ettiğim gibi.. Tuğçe bu dünyaya veda edeli 4 yıl oldu bugün. Herşey dün gibi hafızamda.. 4 yıl önce bugün tamda bu saatlerde hiçbişeyden habersiz orda burda geziyordum ben.. Tuğçeyse kendiyle hesaplaşıyordu son kez muhtemelen.. Bütün gün deli gibi eğlenmiştim o gün. Soğuktan parmaklarım donmuş akşam üzeri eve dönmüş, sobaya yapıştırmıştım o donan parmak uçlarımı... Ben bir parça sıcaklığı isterken vücuduma o huzuru arzuluyordu.. Hissedemedim. Çok boşlamıştım. Hatta unutmuştum Tuğçeyi... Okullar kapanmıştı ve tatilin tadını çıkarmaya çalışıyordum.. Sobanın kenarında annemle, yengemle konuşurken annemin telefonu çaldı. Açtı annem ve baya baya suratı düştükten sonra döndü bana, 'Tuğçe intihar etmiş Merve' dedi. Yutkundum. Ölmemiş ama hastanedeymiş diye geçiştirmeye çalıştı. Sonra bir telefon daha.. Tuğçe ölmüş. Beynimden kaynar sular indi, elim ayağım heryerim titremeye başladı ve evet düşünemiyordum. Hala içimden 3 5 tane hap içmiştir ölmemiştir diyordum kendime.. Yakıştıramıyordum ölümü ona.. Nasıl yakıştırabilirdim ki ? Küfürlerine tahammül ettiğim tek insan.. Sırf iyi olsun diye gecelerce dertleştiğim insan.. Bu vurdumduymazlığıma rağmen hassasiyet gösterdiğim tek insan !! Ağlamaya başladım. Bağırdım. Kırdım. Döktüm. Çıktım dışarı hemen. Telefonlarım susmak bilmiyor. Bense konuşacak mecalde değilim. Köşeyi henüz dönmemiştim ki Berkan belirdi. Arabanın kapısını açtı ve sadece oturduğumuı hatırlıyorum. İkimizin de ağzını bıçak açmıyor. O da mahvoldu bu haberle biliyorum çünkü beraber uğraştık Tuğçeyle. Ben insanlarla Tuğçe için savaşırken tek destekçimdi o. Elinden gelenin kat be kat fazlasını yapmıştı Tuğçe için. Ama güçlü görünmek zorundaydı, beni toparlamak ona düşüyordu.. Farkındaydım. Güçlü olmak gibi bir niyetim asla olmadı benim. Ağladım. O sustu. Hastaneye gitmek istedim.. Tolganın yanına... Ablamdan gelicek telefona göre hareket ediyordu ve pastaneye götürüp bekletti beni. Beynini yiyordum herkesin gidicem diye. Ortalığı ayağa kaldırıyordum ama nafile. Karşı gelmek, kaçmak imkansızdı. Gerçeklerle ne kadar geç yüzleşirsem o kadar kolay atlatırım diye düşünüyorlardı, atlatamadım.. Ne kadar zaman sonraydı bilmiyorum ablam aradı ve beni oraya götürmesi gerektiğini söyledi Berkan'a.. Gittik. Dışarıda kantinde oturuyordu herkes. Ablama söz verdiğim gibi güçlü görünmeye çalışıcaktım.. Tolganın yanına girdim, başsağlığı diledim ama o ben değildim sanki. Daha da kötü olduğumu farkettikleri an eve götürdüler beni. Gece kaç kere sinir krizi geçirdim kaç kere sakinleştirici yaptılar hatırlamıyorum. Ertesi gün gözümü açtığımda ikindi ezanı okunuyordu ve cenazeye geç kalmıştım.Babam taksi bulup geldi, beni yetiştirdi mezarlığa, gittik, defnettik derken farkına vardım.. Gerçekten de gitmişti bu dünyadan.. Vicdan azabım yakamı bırakmıyordu. Bunu atlatmam 2 yılımı aldı.. 1 yıl hiç durmadan ağlama ve diğer yıl da kabullenme süreci. Koca 2 yıl. Kabullendikten sonra birdaha asla aynı Merve olamadım ben. Ağlayamadım ölenlerin arkasından. İçimi acıtamadı derinden hiçbişey. Bunları yazarken hissettiğim tek şey burnumdaki o lanet olası sızı.. Keşke bikaç damla gözlerimden dökülse ve rahatlasam diyorum bazen kendime ama hep bişeyler engel oluyor. Tam 4 yıl oldu ve bak biz sensiz hayatımıza devam ediyoruz Tuğçe.. 2 yıl ağladık 3 yıl ağladık yada 5 yıl.. Ne yapmamızı bekliyordun.. Tabiki sızın kaldı ama üzülemiyoruz artık. Seninle konuşurdum hep geceleri mezarlığa gelip. İçip içip ağlardım.. Bak onlar da yok şimdi. Herkes hayatına devam ediyor. Değer miydi demiyorum sana. Değmediğini hep biliyordun. Biranlık duygu patlaman yüzünden bu yaşanılası mükemmel hayattan alıkoydun sen kendini.. Hayallerini, umutlarını, aşklarını çaldın kendinden. Tabi eğer intihar ettiysen... Kurcalamak istemiyorum. Çünkü kurcaladıkça beynimi yiyorum. Kızgınım sana hala. Bütün emeklerimi boşa çıkardın.. 3 kuruşluk insanların diline düşürdün ve sorumlu hissettirdin bana. Vicdanım yüzünden kendimi unuttum ben.. Koca 2 yılımı çaldın ömrümden. Bütün bir ömrünü çaldın kendinden.. Bilirsin ben herzaman toparlarım.. Ya sen ? Bittii işte.. Bundan sonraki tek dileğim orda huzurlu olman.. Başka bişey gelmiyor elimden.. Senin de söylediğin gibi
Hayat Seni Erken Sobeledi !!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder